32 kurşun saplandı yüreğimize, o korkunç günün fotoğrafları siyah kareler halinde kalacak yaşantımızda. Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi’ndeki Amara Kültür Merkezi önündeki çay bahçesinde 20 Temmuz'da saat 11.50 sıralarında bütün hayatımızın gidişatını durdurdu. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu mensuplarının ’’Kobani’nin yeniden inşası’’ konusunda basın açıklaması yaptığı sırada, büyük bir patlama ile felaket bir anda geldi.
Gencecik çocuklar yardım amacı ile başlattıkları etkinlik, maalesef bir faciayla bitti. Kim bilir ne hayaller, ne umutları vardı. Bir anda hepsi hain bir saldırı ile sona erdi. Ne kadar önlem alınırsa alınsın, düşman pusuda, gencecik bedenleri tek tek yok etti. Geride, aileler, sevgililer eş, dost ve ülkem insanları bu acı yumağında tek bir yürek haline geldi. Her birinin yaşamları gazetelerde, fotoğrafları, sevgi dolu gülen yüzleri ile bir anda hayatımızın bir parçası oldu. İnsanlar suskun, acı dolu, bezmiş ve yıkılmış çaresizlik içerisinde sadece yüreklerindeki bu acıyı taşımaya çalışıyor. Oysa İstanbul’dan Suruç’a, Kobani’ye yardım için geldiklerinde, yapacakları yardımın sevinci o sabah karesinde, yüzlerine vurmuştu.
Son sabah kahvaltısı fotoğrafı, şimdi yok olmuş hayatlarının, hikayesiyle sarmalandı.20 Temmuz tarihte, bir daha aydınlanamayacak bir karanlığa boğuldu.32 gencin yaşanamayacak olan hayatları bu güne hapis oldu. Gereken kişiler bulunsa da onlar artık yaşanmamış günlerinin mahkumlarılar.
Şanlıurfa Valisi, katliamdan önce, ‘’ Bölgede IŞİD var mı?’’ sorusunu soran gazetecilere kızmış ve onlara soruşturma açtırmış, üç gazeteciyi gözaltına aldırmıştı. Şimdi o gazetecilere söyleyecek ne sözü, ne yüreği var acaba! Koltuk sevdasına kapılanların, her şeyden önce kendilerine düşen sorumluluktan uzak olma, sefa sürmesine en güzel örnektir.
Türkiye’de yeni bir acı sayfası daha açıldı. Maalesef yapılan güvenlik önlemleri yetersiz kaldı, katliama engel olunamadı. Oysa gereken duyumlar alınmıştı. Demek ki üstünde fazla durulmadı, ya da ciddiye alınmadı. Yine faili meçhul, yine Türkiye’nin karanlık sayfalarında 32 gencecik fidan olarak geçecekler. Terör kol geziyor, pusuda devamlı bizi gözlüyor. Zaman hiçbir şeyi unutturmasa da, eli kanlı gizli güçler, sinsice hayatımızı acıya boğmaya her an hazırlar.
Türkiye’nin kalbi gün geçtikçe SİYAH noktalarla kararmaya devam ediyor.
Başımız sağ olsun.
|