Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  30865955
Bugün Ziyaretçi :  2162
Aktif Ziyaretçiler :  2162

Hastayım Doktor
 
     Henüz 17 yaşında umutları olan pırıl pırıl gençler… Lise biter 17-18 yaşında gencecik çocuklar tıp fakültesinin kapısından girerler çok büyük umutlar, sevinç ve biraz da endişeyle…Yoğun sınavlar, stresler altında insan olduklarını bile unutarak 6 ya da hazırlık sınıfı varsa 7 yıl geçirirler girdikleri o kapıda.Hepsinin yüreğinde insan sevgisi, hedefleri ise insanlara yardımcı olmak, ailelerinin gururu olmak ve geleceklerini inşa etmektir. Okul biter mezun olurlar, denizden çıkmış balık misali bir duyguyla… Sonra iş hayatına atılırlar ve işte o zaman rüyadan uyanıp gerçeklerle yüz yüze gelirler… Ve keşke uyanmasaydım diye düşünürler ,keşke rüya devam etse…
    Kura ile yolu izin olmayan bir sağlık ocağına atanan doktor bakar ki orada ne hemşire ne de ilaç- malzeme var. Kendisinden bu şartlar altında mucizeler yaratması istenir. Sanki sihirli değneği varmış gibi. İnsandır o da sonuçta… Yıllar yılları kovalar orada ve değişen hiçbir şey yoktur. Tayin bekler umutsuzca. Belki gideceğim yerde daha iyi şartlar olur diye… Ama nafile… Ya tayini çıkmaz ya da çıksa bile bu kez günde en az 150- 200 hasta bakması istendiği bir yere tayini çıkar. Orada kendisinden iyi hizmet etmesi istenir. Günde 150-200 hasta bakan bir doktor, hastasına ne kadar yardımcı olabilir bu düşünülmez. Sırada bekleyen hasta ise sanki suç doktordaymış gibi ona kızmaya, küfretmeye ya da şiddet uygulamaya çalışır. Hatta arada 5 dakikalık dinlenme molasında içtiği çay bile doktora çok görülür. Ama o da insandır sonuçta, bu unutulur.
   Son yıllarda sağlıkta reform yapıldı denilerek aile hekimliği sistemine geçiş yapılmış ancak bunda da yine tüm yük doktorun üstüne bindirilmiştir. Bu kez de doktor sağlık ocağı yerine kendi merkezini kuracak, kendi hemşiresini, personelini çalıştıracak… Ve her doktor 3000-4000 kişiye bakmakla yükümlü olacak. Üstelik 24 saat. Bunun dışında bir de yanında çalıştırdığı hemşire ve personelin maaşı, kira, elektrik ve diğer tüm giderler doktora devletin verdiği maaştan ödenecek. Yani doktorların şartları düzeltildi derken tamamen işler sarpa sarmaya başlıyor. Şu an aile hekimlerini bir dinlesen bin ah işitilecek durumdalar. Uzman doktorlar için de şartlar çok iyi değil elbette…
   Doktorların yıllar boyu hor görülüp, hastalarla karşı karşıya bırakılmaları ve kötü adam olarak gösterilmeleri ile ilgili olarak  mücadeleler devam ediyor yıllardır. Bu nedenle sözü fazla uzatmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Sanırım ben de artık umudumu yitirdim bu konuda. Ancak şunu söylemek istiyorum. Bizler bir doktor olarak yüreğimiz insan sevgisi ile dolu ve gecemizi gündüzümüze katarak onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kurtulan bir can bizim mutluluğumuz oluyor yiten her can da ise oturup ağlıyorum bunca yıla rağmen. Çünkü biz de insanız. Elbette bizim de içimiz de çürük elmalar olacaktır her meslekte olduğu gibi. Ama lütfen içinde insan sevgisi olan o çoğunluğun çabalarını göz ardı etmeyin. Onlara tedaviniz sonrası bir tebessüm ya da hayır duası yetecektir sonuçta. Ve lütfen onların da insan olduğunu unutmayın. Onlar da yorulur, stres yaşar, hastalanır ya da mutsuz olabilir. Sizlere yansıtmamaya çalışsalar bile zaman zaman yansıyabilir. Rahmetli anneannem ben hasta olduğumda’’Hiç doktor hasta olur mu derdi.’’ Evet hasta olur, yorulur, mutsuz olur. İnsandır sonuçta. Ben çoğu defalar yaşamışımdır; Diyalizde kendi odamda bir sıkıntım yüzünden ağlayıp sonra hastalarımın yanına giderken yüzüme sahte gülücük maskesi taktığımı. Elbette taktığım o sahte gülücük maskesi hastalarımın yanında, onlarla konuşurken gerçek gülümsemeye dönerdi. Taa ki odama geri dönüp tekrar içinde bulunduğum sıkıntılı ana ulaşana dek.
   Tüm hekim arkadaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum. Umarım gelecek 14 martlarda her şey bugünden çok daha iyi olur…
   ‘’Tatlı sözler, tatlı yankılar yaratırlar…’’ K.Walton

                             
                                                    DERVİŞ KAŞIKLARI
   (Bu haftaki hikayemiz Dr. Yaşar Ateşoğlu’nun ‘’Hayatınızı Değiştirecek Bilgelik Öyküleri’’ isimli kitabından . Keyifle okuyacağınızı ümit ediyorum.)
    Bir gün sormuşlar ermişlerden birine; ‘’Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?’’ ‘’ Bakın göstereyim’’demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
   Ermiş;’’Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz’’ diye bir de şart koymuş. ‘’Peki’’ demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
 Bunun üzerine,’’Şimdi…’’ demiş ermiş. ‘’ Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.’’ Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen, ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. ‘’Buyrun’’ deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
   ‘’İşte’’demiş ermiş, ‘’Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz şunu da unutmayın. Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman…’’
    Hepinize sağlıklı, mutlu ve sevgi dolu bir hafta diliyorum. Sevgiyle hoşçakalın…
    Dr. Hülya Ünal
    Aile ve Yaşam Koçu

 
Ekleyen:  Dr. Hülya ÜNAL
Tarih:  14.3.2011
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Dr. Hülya ÜNAL Yazıları
Efece Haber Gelecek…Dr. Hülya ÜNAL [ 26.9.2016 Devamı
Efece Haber Gelecek…Dr. Hülya ÜNAL [ 7.11.2013 Devamı
Ata’nın Huzurunda Dr. Hülya ÜNAL [ 11.11.2012 Devamı
Efece Haber Gelecek… Dr. Hülya ÜNAL [ 7.11.2012 Devamı
Cumhuriyet Coşkusu Dr. Hülya ÜNAL [ 30.10.2012 Devamı
İkinci Bahar Dr. Hülya ÜNAL [ 18.10.2012 Devamı
Gösteriş Merakı Dr. Hülya ÜNAL [ 20.8.2012 Devamı
ŞAKAYSA GÜLMEDİM Dr. Hülya ÜNAL [ 18.7.2012 Devamı
Bedenime Dokunma!!!Dr. Hülya ÜNAL [ 4.6.2012 Devamı
Belgin Sanat Atölyesi Yağlı Boya Resim Sergisi Dr. Hülya ÜNAL [ 23.5.2012 Devamı
Özel KadınaDr. Hülya ÜNAL [ 13.5.2012 Devamı
İnadına YaşamakDr. Hülya ÜNAL [ 27.4.2012 Devamı
TEŞEKKÜRLER ATAMDr. Hülya ÜNAL [ 21.4.2012 Devamı
YAŞASIN BAHAR GELDİİİDr. Hülya ÜNAL [ 17.4.2012 Devamı
İnsanlığın KatliDr. Hülya ÜNAL [ 13.3.2012 Devamı
SİL BAŞTANDr. Hülya ÜNAL [ 27.1.2012 Devamı
LÖSEV’ le GeleceğeDr. Hülya ÜNAL [ 26.12.2011 Devamı
Canım ÖğretmenlerimDr. Hülya ÜNAL [ 24.11.2011 Devamı
Nereden Nereyeee!!!Dr. Hülya ÜNAL [ 29.10.2011 Devamı
İsyanlardayımDr. Hülya ÜNAL [ 20.10.2011 Devamı
Vefanın ResmiDr. Hülya ÜNAL [ 5.10.2011 Devamı
Gülümse HayataDr. Hülya ÜNAL [ 27.9.2011 Devamı
Buruk BayramDr. Hülya ÜNAL [ 29.8.2011 Devamı
Sessizliğin ÇığlığıDr. Hülya ÜNAL [ 17.8.2011 Devamı
Sanal HayatlarDr. Hülya ÜNAL [ 31.7.2011 Devamı
Kahramanlarımızın ArdındanDr. Hülya ÜNAL [ 16.7.2011 Devamı
Önyargı Çıkmazı Dr. Hülya ÜNAL [ 10.7.2011 Devamı
Hayal YoluDr. Hülya ÜNAL [ 4.7.2011 Devamı
Yüzümüzdeki ÇizgilerDr. Hülya ÜNAL [ 22.6.2011 Devamı
Mutluluk Peşinde Dr. Hülya ÜNAL [ 13.6.2011 Devamı
Ayrılığın ArdındanDr. Hülya ÜNAL [ 6.6.2011 Devamı
Koparılan HayatlarDr. Hülya ÜNAL [ 26.5.2011 Devamı
Yitik YarınlarDr. Hülya ÜNAL [ 16.5.2011 Devamı
Kanatsız MeleklerDr. Hülya ÜNAL [ 8.5.2011 Devamı
Çöpteki Umut Dr. Hülya ÜNAL [ 2.5.2011 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam