Kilis Yardımlaşma derneği  

Devamı  

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

 Orhan SELEN

Devamı

 

            “EVLİLİK KURUMUNDA EŞLER ARASI DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA OLMAZSA, YANİ BİRBİRİNE KARŞI DUYARSIZ DAVRANIRLARSA, HUZUR DA OLMAZ”

           Düşünen varlık olan biz insanların hedefi, hayatı boyunca iyilik etmek ve yardımda bulunmaktır. İnsanların bu tutumu ile huzur sağlanmış ve toplumda huzuru bulmuş olur. Huzurlu bir toplum ise, birbirini seven dayanışma ve yardımlaşma ilke edinen fertlerden meydana gelir. Birbirine duyarsız, sevinçleri tasaları, inanç ve gayeleri aynı olmayan toplumların kuru kalabalık ve yığından öte bir manası olamaz. İşte evlilik kurumunda da eşler arası dayanışma ve yardımlaşma olmazsa, yani birbirine karşı duyarsız davranılırsa, huzurda sağlanamaz.
          Eşler arasında herhangi bir nedenle birbirine kırılıp kısa bir süre konuşmak istememesi doğal olarak karşılanmaktadır. Ancak bu küskünlük uzaması halinde eşler arası soğukluğa yol açabiliyor. Bu konuda uzmanların görüşüne geçmeden önce, küskünlüğün nereden ileri geldiğine bir göz atalım.
          Bazı içe dönük ve kaygılı kişiler çabucak alınıp kırgınlıklarını beden dili ile ifade ederler. Uzmanlara göre, bu davranış biçimi çocukluk ve gençlik yıllarından kalma bir alışkanlık olabiliyor. Bazılarının da bu küskünlüğe hiç tahammülü yoktur. Bir de ev ortamında eşlerden birinin az konuşması ve küsmesi halinde durumu düzeltmek için aşırı özveride bulunur. Bu şekilde davranışı küsme davranışını besleyip iletişimde kısır döngülerin başlamasına neden olur. Özellikle sorun büyümesin diye sürekli eşinin gönlünü almaya çalışan birey, zamanla kendisine değer verilmediği, konuşulmayarak yok sayıldığı ve haksızlığa uğradığı duygusuna kapılmaya başlar.
          Evin içinde eşler arasında zaman zaman birbirine kırılıp bir süre konuşmak istememesi doğal demiştik. Sorunlar devam ederken, gergin anlarda kısa bir süre az konuşmak, eşleri maksadını aşan söz ve davranışlardan korur. Aile içi sorunlarda uzmanların en çok üzerinde durdukları, "eşlerin birbirini anlayıp gönlünü almasıyla yanlış anlamalar unutup gider" konusudur. Ancak iletişimi tamamen kesmek, sık sık küsmek ve küskünlüklerin uzun sürmesi halinde, eşler arasında sevgilerin zedelenmesine, soğukluğa ve çözüme ulaşmadan birikmiş durumda olan sorunların büyümesine yol açar. Ayrıca aile içinde eşlerden birinin küsmesi ve bunu devamlı yapması da evde gergin bir hava yaratacağını da unutmamamız gerekir.
          Peki tüm bu sorunlar karşısında eşlerin birbirine nasıl bir iletişimde bulunmalı ve neler yapmalıdır? Yine almış olduğum bilgilere göre, eşlerinizi yorumsuz dinleyerek anlamaya çalışınız. Uygun bir zaman bularak eşinizin güzel özelliklerini ortaya koyun ve taktir ediniz. Özellikle eşinize konuşmama, değer vermeme ve yok sayma olarak değerlenir. Bu sorun da öfke ve gerginliğin artmasını sağlar. Her ne olursa olsun onunla iletişimi kesmeyin. Hatta bir geceyi bile konuşmadan geçirmeyin. Çünkü ne kadar uzak kalınırsa sorunlar da o kadar çoğalır. Bazı sorunlar var ki, çözülmesi için zaman ister. O nedenle zamana bırakmak doğru olabilir. Ama devam eden problemler için yeni çözüm yolları araştırın ve bir çözüm planı yapın.
          Unutmayalım ki, aile içi sorunlarda sık sık karşılaştığımız problemlerden biri eşlerden birinin devamlı küsmesi ve iletişimi kesmesidir. Böylesi bir davranış, içinde eşlerin birbirinden uzaklaşmasına ve kendisini değersiz hissetmesine neden olmaktadır. Bu durumda elden geldiğince küsme duygusundan uzak kalmaları ve sorunlar karşısında eşlerin birbirlerini fedakarlık göstermesi gerekmektedir.